başını dikmek | |
başını dik tutmak | perk |
başını diktutmak | hold |
başını dinlemek | |
Başını döndürmek | |
başını döndürmek | dizzy |
başını eğ | |
başını eğdirmek | bow |
başını eğerek çıkmak | |
başını eğerek savuşturmak | |
başını eğerek selamlamak | bow |
başını eğme | duck |
başını eğmek | duck |
başını gözünü yararak konuşmak | |
başını kaldıramamak | |
başını kaldırıp | |
başını kaldırıp bakmak | |
başını kaşıyacak vakti olmamak | |
başını kazana çevirmek | |
başını kesme |
beheading
|
başını kesmek |
decapitate
|
başını koparmak | |
başının etini yemek |
henpeck
|
başını örtmek | |
başını saçını yolmak | |
başını salla | |
başını) salla | |
başını sallamak | |
başını uçurmak | |
başını yapmak | |
başını yere doğru eğ | |
başınız sağ olsun | |
başınız sağolsun | |
basın kartı | |
basın konferansı |
press conference
|
basın mensupları | press |
başın ön kısmı | |
basın özgürlüğü | freedom of the press |
başın sarkması | slouch |
basın sözcüsü | |
başın tepesi | vertex |
başın tepesindeki kellik | calvities |
başın tepesini traş etme | |
başın tepesini traş etmek | |
basın toplantısı | |
başın üst kısmı | dome |
başın üstünde | overhead |
basın yayın | |
basın-yayın |
mass media
|
basıölçer |
manometer
|
Türkçe | English |