ayağıyla vurmak | |
aya göre | by month |
aya iniş | |
aya inmek | |
Aya İrini Kilisesi | Hagia Irene |
Ayak | Rigel |
ayak |
foot
|
ayak ağrısı | |
ayak altı | |
ayak altına almak | trample |
ayak altına düşme | |
ayak altında | in the way |
ayak altında çiğnemek |
override
|
ayak altında dolanmak | |
ayak altında dolaşmak | |
ayak altında veya bir şeyle ezilmek | |
ayak anahtarı | foot switch |
ayak ayak üstüne atmak | |
ayak bağı |
nuisance
|
ayakbağı | hobble |
ayak bağı olmak | |
ayak bakımı |
chiropody
|
ayak bakım mütehassısı | chiropodist |
ayak basacak sağlam yer | footing |
ayak basacak yer | footing |
ayak basılmamış |
unbeaten
|
ayak basışı | tread |
ayak basmak | step |
ayakbastı | |
ayakbastı parası | |
ayak bileği |
ankle
|
ayak bileği kemiği | |
ayak bileğine ait | tarsal |
ayak bileğini burkmak | |
ayak bileziği | |
ayak burnu | |
ayakçak |
staircase
|
ayak çengeli | |
ayakçı | |
ayakçık | |
ayak dayayacak yer |
footboard
|
ayak değirmeni | treadmill |
ayak dire | |
ayak direme | |
ayak diremek |
stand
|
ayak diremeye başlamak |
persist
|
ayak direyen |
jittery
|
ayak direyerek | |
ayak direyici | obstjnate |
Ayak Freni | Toe Brake |
Türkçe | English |