bir araba çavdar yığını | |
bir araba dolusu | wagonload |
bir arada | together |
bir arada bükmek | interwind |
bir arada olma | |
bir arada var olan | |
bir arada var olmak | |
bir araya | together |
bir araya bağlamak | |
bir araya biriktirmek | park |
bir araya çağırmak | |
bir araya gelememe | |
bir araya gelişler | |
bir araya gelme |
concourse
|
bir araya gelmek |
join
|
bir araya getir | |
bir araya getirici kelime | |
bir araya getirme | composition |
bir araya getirmek |
put together
|
biraraya getirmek | |
bir araya getirt | |
bir araya koyma | apposition |
bir araya koymak | |
bir araya sıkışmak | huddle |
bir araya toplamak |
bunch
|
bir araya toplan | |
bir araya toplanmak |
deject
|
bir aşağı bir yukarı | |
bira satılan ve içilen yer | |
Bir Aşk Hikayesi | Lisey’s Story |
bir atkı türü | |
bira türünden | beery |
bira vb | |
bir avludan diğerine geçen bulaşıcı hastalık | |
bir avuç | |
bir ayağı çukurda |
creaky
|
bir ayağı çukurda olmak | |
bir ayağı olmayan | |
bir ayak uzunluğu | |
bira yapan kimse | brewer |
bira yapımcısı | |
bira yapma | |
bira yapmak | |
Bir Aygıt Seçin | Choose a device |
Bir aygıt seçin | Select a Device |
biraz |
a little
|
biraz açmak | |
biraz arkada kalan | |
biraz arkadaki | |
biraz asık surat | slightly frowning face |
Türkçe | English |