birbirini tutmak |
cohere
|
birbirini tutmayan |
incoherent
- inconsequent
- unbalanced
- desultory
|
birbirini tutmayarak |
incoherent
|
birbirini tutmaz |
abrupt
|
birbirini tut- mazlık |
incoherenceency
|
birbirini tutmaz sözler |
paradox
|
birbirini yemek |
rant
- argufy
|
birbirisine |
|
birbiri üzerinden geçmek |
intersect
|
birbiriyle |
inter
|
birbiriyle alakasız |
|
birbiriyle bağlantılı |
|
birbiriyle geçinemeyen |
|
birbiriyle katlamak |
interfold
|
birbiriyle üreyebilen |
interfertile
|
birbiriyle uyuşmamak |
|
birbirlerini |
|
birbirlerini bulmak |
|
bir bir saymak |
|
bir bitki hastalığı |
caries
|
birblri |
|
bir bölgenin bölümü |
subregion
|
bir bölüme ait |
sectional
|
bir boyda |
|
bir boy iplik |
|
bir buçuk |
one and a half
- one-thirty
- sesqui
- one pt five
|
birbuçuk |
|
BİRBUÇUK ARALIK |
ONE-AND-A-HALF SPACE
|
bir buçuk ayak boyunda |
sesquipedalian
- polysyllabic
|
bir bu eksikti |
|
bir burunu dolaşmak |
double
|
bir bütün halinde |
enbloc
|
bir bütün halinde toplamak |
|
bir büyüklüğün dayanak değer ölçeği |
reference value scale of a quantity
|
bir büyüklüğün değeri |
value of a quantity
|
bir büyüklüğün gerçek değeri |
true value of a quantity
|
bir büyüklüğün sayısal değeri |
numerical value of a quantity
|
bir büyüklüğün uzlaşılmış gerçek değeri |
conventional true value of a quantity
|
bir büyüklük veya özelliğin dayanak değer ölçeği |
reference-value scale of a quantity or property
|
bir çam cinsi |
|
bir çanta muhtevası |
bag
|
bir çayır otu |
fescue
|
birçe |
|
Bir Cenaze Dört Nikah |
Undertaking Betty
|
Bir çenekliler |
Monocotyledon
|
bir çeşit |
plantain
|
bir çeşit acı likör |
|
bir çeşit ağ |
|
bir çeşit ağaçkavunu |
shaddock
|
bir çeşit akıtma |
|