ağır giyinmiş | silkstocking |
ağır hakaret |
profanation
|
ağır hapis | |
ağır hapis cezası | |
ağır hapis hükümlüsü | |
ağır hareket etmek | |
ağır hareketli | |
ağır hasta | |
ağır havalı | |
ağır hidrojen | heavy hydrogen |
ağır hizmet | |
ağır ilerlemek | |
ağır ilerleyen |
leaden
|
ağır iş |
moil
|
ağır işçi | |
ağır iş görmek | sweat |
ağır işiten |
Mutt and Jeff
|
ağır işitir | |
ağır işitmek | |
ağır işler yapmak | drudge |
ağır işte çalışan kimse | |
ağır iş yapmak |
act
|
ağır kaldır | |
ağır kanlı | unready |
ağırkanlı | |
ağırkanlı kimse | |
ağır kanlılık | |
ağırkanlılık | |
ağır kimse |
idler
|
ağır kişi | |
ağır kokulu |
balmy
|
ağır konuşmak | |
ağırküre | barysphere |
ağır kurşun gibi | leaden |
ağırla | |
ağırlama |
entertainment
|
ağırlamak |
entertain
|
ağırlan | |
ağırlanan | |
ağırlanmak | |
ağırlaş | |
ağırlaşan | ingravescent |
ağırlaşma | |
agırlaşmak | |
ağırlaşmak |
slow
|
ağırlaşmış | heavy |
ağırlaştıran | |
ağırlaştırıcı |
exasperating
|
ağırlaştırma | aggravation |
ağırlaştırmak |
aggravate
|
Türkçe | English |