ağırlat | |
ağırlığınca altın değmek | |
ağırlığınca altın etmek | |
ağırlığında olmak | weigh |
… ağırlığında olmak | |
ağırlığını azaltmak | |
ağırlığını koymak | |
ağırlığını vererek basmak | stomp |
ağırlığını yoklamak | |
ağırlığı olan şey | |
ağırlığı olmak | |
ağırlığı olmayan | imponderable |
Ağırlık |
Ballast
|
ağırlık |
weight
|
ağırlık analizi | gravimetric analysis |
ağırlık basması | incubus |
ağırlık basmış ağır | drowsy |
ağırlık birimi | |
ağırlık boşaltmak | |
ağırlık faktörü | weighting factor |
ağırlık fazlası | |
ağırlık fonksiyonu | weighting function |
Ağırlık/Hareket | Weight/Setting |
ağırlık koyup bastırmak | weigh |
ağırlıklama katsayısı | weighting coefficient |
ağırlıklandırma | weighting |
ağırlıklandırma işlevi | weighting function |
ağırlıklandırmak | weight |
ağırlıklandırma katsayısı | weighting coefficient |
ağırlıklar | |
ağırlıklı ortalama | weighted mean |
ağırlıklı ortalama fiyat | |
Ağırlıklı Uç | Weighted End |
ağırlık merkezi | center of gravity |
ağırlıksız | weightless |
ağırlıksız durum | weightlessness |
ağırlıksızlık | |
ağırlık veren | leaden |
ağırlık verici | onerous |
ağırlık verme | weighting |
ağırlık vermek |
cumber
|
AğırlıkVeyaHareket | WeightOrSetting |
ağırlık yapmak | |
ağırlık yönünden eşitlemek | equiponderate |
ağır metal | |
Ağırnas | Ağırnas |
ağır ol | |
ağır olarak | |
ağırşak |
whorl
|
ağırsamak | |
Türkçe | English |